1 Mart 2010 Pazartesi

Sünnet De Vahye Dayanır:

Sünnet De Vahye Dayanır:


Kur'ân-ı Kerîm, Sünnet'e başvurmayı emretmekle kalmaz Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın bütün sözlerinin hak olduğunu, hatalara karşı korunduğunu da belirtir: Necm Sûresi'nde: "O, hevasından konuşmaz, onun konuşması kendisine yapılan bir vahiy iledir" (Necm: 53/3-4) buyrulmaktadır, Bâzı âlimlerimiz, burada Kur'ân kastedildiğini ifâde etmişse de, âyet ve hadîslerden elde edilen başka delillere de dayanan büyük ekseriyet, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın bütün sözlerinde hataya karşı korunduğu yâni ismet sâhibi olduğu görüşünde birleşmiştir.
Sünnetin de ilâhî kaynaktan geldiğine, Cenâb-ı Hakk'ın irşâd ve irâdesi altında Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a öğretildiğine dâir Kur'ân'î bir diğer delil şu âyettir: "Nitekim biz size, âyetlerimizi okuyacak, sizi her kötülükten arıtacak, size Kitab'ı ve Hikmet'i öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek, aranızdan bir peygamber gönderdik" (Bakara: 2/151). Başta İmam Şâfiî olmak üzere birçok âlimlerimiz âyette geçen hikmet'ten muradın Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın sünneti olduğunu belirtmiştir.
Sünnet'in Kur'ân âyetiyle te'yîd edilen semâvî yönü sebebiyle onun, İslâm Dinî için zaruretini belirtmek maksadıyla bâzı âlimlerimiz şöyle demiştir: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın sünnetini, tıpkı Kur'ân-ı Kerîm'i (ezberleyip) koruduğumuz gibi (ezberleyip) korumamız gerekmektedir. Zira yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
"Resulüm size her ne getirdi ise onu alın, her ne yasakladı ise onu terkedin" (Haşr: 59/7);"
Sünnet'in dinden bir parça olduğu hususunda daha önce kaydettiğimiz Kur'ân'î delilleri hatırlatan bir başka usul âlimi tahkikini şöyle tamamlar: Kur'ân'da yer verilen deliller şu gerçeği ortaya koyar: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın getirdiği her şey, emir buyurduğu veya yasakladığı her mesele hüküm itibariyle, Kur'ân'da gelenlere mülhaktır. Bunları da Kur'ân'da gelenlere (değer yönüyle ayırım yapmadan) ilâve etmek şarttır".
Öncelikle kendi mezhebimiz olan Hanefî mezhebinin görüşlerini aksettiren Serahsî'nin açıklamasını da burada kaydetmemizde fayda var. Usûl'ünde: "...Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler, kâfirlerin ta kendileridir" (Mâide: 5/44) âyetini açıklarken, Serahsî: "Burada "indirilen"den maksat Kitabullah ve Resûlün Sünneti'dir" der, buna şâhid olarak yukarıda kaydettiğimiz âyetlerden bir kısmını zikreder.
Bu meseleyi bir hadîs-i şerifle noktalayalım: "Hevası benim getirdiklerime tâbi olmadıkça sizden hiç kimse inanmış olmaz".

0 yorum: